Zaza Kimliğine Sessiz Baskı:
Bir Kimlik ve Dilin Gölgedeki Mücadelesi
Yazan: Murat BUKAN
Türkiye’nin doğu coğrafyası, etnik çeşitliliği ve çok dilli yapısıyla uzun yıllardır siyasal çatışmaların, kimlik tartışmalarının ve kültürel mücadelelerin merkezinde yer almaktadır. Bu coğrafyada Kürt kimliği etrafında şekillenen politik ve ideolojik hareketler, özellikle PKK çizgisine yakın yapılar aracılığıyla yıllar içinde hegemonik bir kültürel düzen inşa etmeye çalışmıştır. Bu sürecin en görünmeyen ama en ağır bedelini ödeyen halklardan biri ise Zazalardır.
Kimlikte Asimilasyon:
Zaza Kimliğini “Kürt”leştirme Çabası
PKK ve bağlı yapılar, Kürt kimliğini bölgede egemen kılmak adına Zazaları “Kürt Zazası” olarak tanımlamış, Zazaca’yı ise Kürtçenin bir lehçesi olarak göstermeye çalışmıştır. Bu söylem, sadece akademik veya ideolojik bir yaklaşım değil, aynı zamanda pratikte uygulanan bir asimilasyon politikasıdır.
Zazaların yaşadığı bölgelere sistematik şekilde Kürt nüfus yerleştirilmiş; bölgenin demografik yapısı değiştirilmiştir. Bu durum, terör ve baskı ortamında yaşanan zorunlu göçlerle birleşmiş ve Zazaların kendi coğrafyasını terk etmesine neden olmuştur. Yapılan araştırmalara göre:
Zazaların %60’ı,
Arapların %38’i,
Kürtlerin %32’si
bulundukları bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştır. En yüksek göç oranı Zazalar arasında gerçekleşmiştir.
Dil Üzerinden Kültürel Hegemonya
Kültürel asimilasyonun en yoğun yaşandığı alan dil olmuştur. Yerel yönetimler, belediyeler, kültür-sanat festivalleri, düğünler, medya ve eğitim gibi alanlarda Kürtçe mutlak hâkim dil haline getirilmiştir. Zazaca konuşmak, yazmak veya Zazaca müzik üretmek sistematik biçimde dışlanmış, bu dili yaşatmaya çalışanlar ise baskıya uğramıştır.
Zazaca müzik yapan sanatçılar platformlardan men edilmiş; sadece Kürtçe müzik icra eden sanatçılar desteklenmiştir. Medyada, sosyal platformlarda ve toplumsal etkinliklerde Zazaca'nın görünürlüğü neredeyse sıfıra indirilmiştir.
Zaza Kimliğini Korumaya Çalışan Yapılar Hedef Alındı
Bu baskıya karşı direniş gösteren kurumlar ve kişiler ise açık şekilde hedef alınmıştır. Zaza Dernekler Federasyonu (ZAZAFED) ve Zaza TV, Zaza kimliğini ve dilini korumak için çaba göstermiştir. Ancak bu çabalar, hem radikal Kürt milliyetçileri hem de kendilerini “muhafazakâr” ve “milliyetçi” olarak gösteren kriptocu çevrelerin saldırısına uğramıştır.
Bu kurumlara yönelik:
Karalama kampanyaları,
Sosyal medya linçleri,
Fiziki tehdit ve baskılar,
İtibar SUİKASTLARI yöneltilmiş, Zaza kimliğini savunan tüm bireyler susturulmaya çalışılmıştır. Kürt kimliğini reddeden Zaza aydınları, akademisyenler ve sanatçılar sistemli biçimde yalnızlaştırılmıştır.
Eleştirel Bakış:
İKİ yüzlü Hak Talepleri ve Zazalara Yönelik Asimilasyon
Kürt milliyetçiliği, yıllardır asimilasyon politikalarına karşı bir kimlik mücadelesi yürütüğünü iddia etmektedir.
Ancak aynı hareketin, Zaza halkına karşı aynı baskıcı uygulamaları kullanması, derin bir ikiyüzlülüğe işaret etmektedir.
Zaza dili “gereksiz”, Zaza kimliği ise “tehlikeli” olarak gösterilmekte; bu halk, Kürt kimliği içine eritilmek istenmektedir. Böylece Kürt hareketi kendi için talep ettiği kültürel hakları, başka bir halkın elinden almaktadır.
Adalet ve özgürlük söylemleriyle hak arayanların, başka bir halkın kimliğini yok etmeye çalışması, bu söylemlerin samimiyetini sorgulatmaktadır. Eğer adalet evrensel bir değer ise, Zazalar da bu değerin bir parçası olarak görülmelidir.
Stratejik Kurban:
Kürt Ulusu İnşası Gölgesinde Zazalar
Zazalara yönelik asimilasyon, sadece kültürel değil, aynı zamanda siyasal bir stratejidir. Kürt milliyetçisi çevreler, bağımsız ya da özerk bir Kürdistan kurabilmek için, bölgedeki çok dilli, çok kimlikli yapıyı ortadan kaldırıp KÜRT kimliği ve Kürtçe dilini tek dil haline getirmeye çalışmakta; Zazalar bu projenin önündeki “engel” olarak görülmektedir.
Zaza kimliğini korumakta ısrar edenler, bu projeye aykırı unsurlar olarak hedef alınmış; Zazaca’nın yerine Kürtçe'nin konuşulması dayatılmıştır. Böylece, farklılıkların doğal olduğu bir coğrafyada tek tipçi bir ulus inşası adına bir halkın dili ve kimliği feda edilmiştir.
Sonuç: Sessiz Kalmak Yok Oluşu Seyretmektir
Zaza halkı, bugün kültürel, sosyal ve siyasal düzeyde bir varoluş mücadelesi vermektedir. Bu mücadele sadece geçmişe değil, geleceğe de yöneliktir. Kimliklerin silinmesine, dillerin yok edilmesine, kültürlerin eritilmesine karşı direnen Zazalar, hem tarihsel haklarını hem de insani onurlarını savunmaktadır.
Bu çığlığa kulak vermek, yalnızca Zazalar için değil; Türkiye’de çokkültürlü, çokkimlikli bir demokratik toplum hayali için de gereklidir.
Murat BUKAN
ZAZA FEDERASYONU GENEL BAŞKANI

Tüm ifadeler:
84